25 Kasım 2014 Salı

İspanya'da Gezilecek Yerler . . .

  Limonlu Nestea'nin ülkesi İspanya gezimi dün itibariyle tamamlamışken hemen bir yazı yazayım dedim. Açıkçası ispanya deyince gözlerim mutluluktan parlamıyor, öyle ayılıp bayılmadım, bildiğimiz Avrupa ülkesi, görkemli binalar, geniş caddeler, bisiklet süren insanlar falan... burasının farkı (Barcelo'na için) her yer Gaudi... Evlerden parklara, sokak lambalarından pencere kenarlarına kiliselerine kadar...
  Duyduğum kadarıyla da Güney  İspanya için çok daha fazlası söylenebilirmiş, birgün bize de kısmet olursa oraları da yazarız :)
   Ancak Barselona ve Madrit turu yapmak isteyenler icin Barselona'da gezilecek yerlerden başlayalım yazmaya . . .

1. LA SAGRADA FAMİLİA

   Antoni Gaudi, Barselona'nın en ünlü yerlerini sıraladığınızda en başta yer alan belki on tane yerin mimarıdır. Kendisinin son yapıtı olan La Sagrada Familia bazilikası hala devam etmekte. Bu 'bitmeyen kilise' yapılırken Gaudi kaza geçirerek ölmüş (Kendisini yapıtına o kadar adamış ki, kendisine hiç bakmamış bu bazilikayı yaparken. Öldüğünde de dilenci zannedip arabaya bile almamışlar adamı).
   Öldükten sonra bu bazilikaya kendi ustabaşısı devam etmiş, ancak sonra o da savaşta çalıştığı yer bombalanınca ölmüş. Bazilikanın giriş (yani doğu) kapısı Antoni Gaudi tarafından, çıkış (yani batı) kapısı bu ustabaşı tarafından yapılmış. Doğu kapısında Hz.İsa'nın doğumu, batı kapısında ise Hz.İsa'nın çarmıha gerilişi anlatılıyor. Bazilikanın içine girmeden dönmeyin kesinlikle. Ve kesinlikle önce içeride ki Gaudi&Nature müzesini gezin, sonra bazilikanın içini gezin. Gençliğinde romatizma hastalığı olan bu mimara, doktoru doğada bolca zaman geçirmesini söylemeseydi acaba bu bazilika nasıl olurdu? Sadece bazilika değil, yaptığı tüm eserlerde doğayı göreceksiniz. Ağaç dallarını, yaprakları, ağaç kovuklarını, salyangozları, bal peteklerini, palmiye yapraklarını... Ve kesinlikle gördüğünüz diğer mimarilere benzemediğini anlayacaksınız. Barselona'ya sadece Gaudi ile tanışmaya bile gidilir. Zaten heryerde onu göreceksiniz, ne amaçla giderseniz gidin :)

   Biz kulelere de çıktık, Barselona'da ki birçok müzede olduğu gibi burada da randevulu sistem mevcut. Bazilikaya giriş saatimizden yaklaşık 2 saat sonrası için çıkış vardı. Zaten 2 saat bazilika için yeterli bir süre. Barselona'yı biraz da yukarıdan izledik. Doğu kapısı tarafındaki kulelere çıktığımız için doğu kapısı tarafındaki yaz meyvelerini yakından görebildik. Gerçekten çok güzeller... Bazilika hala bitemediği için tabi ki de tüm fotoğraf karelerimizde bir inşaat köşesi mevcut. 
     
Sagarada Familia içerisinde sürekli ilahiler çalınıyor. Hz.İsa'nın çarmıha gerilmiş heykeli önünde dua etmek için yerler var. Bu yerlerin en ön sıralarında görevliler sessizliği sağlamak adına nöbet tutuyorlar ancak sizde pek tabi sessiz durmak kaydıyla buralara girebiliyorsunuz. Bu heykelin arka kısmında da daha sessiz ve daha özel küçük bir yer paravan ile çevrilmiş. Yine dua etmek için kapısında bir görevli duruyor. Kilisenin alt katında ise büyük bir salon var ancak herhangi bir giriş bulamadık. Zaten tadilattaydı ve çalışanlardan başka da kimse yoktu.
  Kuleler dahil içeriye giriş için toplam 19,5 euro ödedik.





2. Casa Batllo ve Casa Mila (La Pedrera)

   Bence barselona'da görülecek yerler listesinin 2.sırasında Casa Batllo yer alır. Zamanında orta halli bir aile için Gaudi tarafından restore edilmiş. Her iki eve de Gaudi eli değdiğinden dolayı her ikisi de görülmeli ancak eğer maddiyattan dolayı (girişler 20 euro civarı) bir seçim yapmak zorundaysanız benim tavsiyem rengarenk olan Casa Batllo olacaktır.


Bu soldaki mantar şeklindeki ilk (belki de tek) çalışma odası Gaudi tarafından Güell ailesi için tasarlanmış. Allaaam evin her yeri bambaşka hayranlık... 





   Casa Mila ise belki biraz daha Gaudi hayranlığı ve bilgisi gerektirmekte. Belki biz bundan yoksun olduğumuz için çok etkilenmedik. Aşağıdaki resim bu evin çatısında çekildi. Evin içerisi de tamamen Gaudi dolu, tamamen.




Çatı manzarası da güzel tabi, bir de yanında çay olsaydı ama demleme... bir çayseverseniz günlerce sallama çay içmeye hazır olun. Sallama çaylara da 3-4 euro vermek istemiyorsanız yanınızda sallama çay taşıyın. Kaynak suyu ücretsiz veriyorlar insancıklar...
   Bir yerlerden kısın ki bu yerlere verdiğiniz ücretler canınızı acıtmasın. Çünkü Casa Mila da Casa Batllo da girişler 21 euro civarındadır. He ayrıca öğrenci olanlarınız varsa ben gitmeden bir gün önce öğrendim ki ISIC diye bir kart varmış, 20 tl karşılığında bu kartı (uluslararası öğrenci karti) edinebiliyormuşsunuz. Ancak dediğim gibi ben biraz geç kaldım. Gittiğim müzelerde de öğrenci kartımı gösterdim, hepsinde de öğrenci indiriminden faydalandım. Hatta Picasso müzesine ücretsiz girdim (Giriş 11 euro) :)))

3. Park Güell

O kadar yeri dolaştıktan sonra dinlenmek için çok güzel ama çok güzel bir park burası. Ancak metro ile ulaşımı biraz zor. Numarasını maalesef bilemeyeceğim ancak Casa Batllo'ya en yakın otobüs durağından buraya giden bir otobüs mevcut. Onu bulun! Biz dönüşte şans eseri bu otobüse bindik. Süper bir mutluluktu :) otobüsle gittiğiniz zaman bur bayır cikacaksiniz, metroya gittiğiniz zaman da 30 dj civarında yol yuruyeceksiniz.
Bu parka vardınız, gidip biletinizi alıyorsunuz, size evlerin de olduğu kısım için bir zaman aralığı veriyorlar. O zaman aralığında (30 dk) o parka girmezseniz biletiniz yanıyor. İçeride istediğiniz kadar durabilirsiniz. Dışarısı da yeşillik ağaçlık...




4. Museu Nacional d'Art de Catalunya

   Bu müzenin içeriği hakkında bilgi veremeyeceğim:), ancak manzarasını tavsiye ederim. Eğer yüksek bir yerden şehri izlemek hoşunuza gidiyorsa burası tam sizlik bir mekan, ben şahsen bayılırım. Birde oraya çıkarken insan yoruluyor, sonra öyle dinlene dinlene tepeden bakıyor ya anlatılmaz yaşanır...
   Biz bilet parasına kıyamadık o yüzden içeriye girmedik, ancak girmek isterseniz ücret 12 euro. Çatı katı da manzarayı izlemek için ziyarete açık.

                                  


5. Picasso Müzesi
yukarıda da dediğim gibi giriş öğrencilere ücretsiz, normal de 11 euro. Yine bizi sarmayan bir yer ama girmiş bulunduk. Siz sanatseverlere lafımız yok tabi :)

6. Mercat de la Boqueria 

Burası da Barselona'nın pazarı. La Rambla'da sahile doğru giderken yolu yariladiginizda sağ tarafınızda kalan bu tarihi pazar rengarenk. Şam fıstığını tavsiye eder, karışık olan kırmızı meyve tabağından almanız icin israr ederim. 



      

7. Poble Espanyol
   Burası efendim turist çekmek amacıyla yapılmış bir yer. İspanya'da ki tüm köyler gezilecek bu köyü oluşturmuşlar. Kocaman bir meydanı var girişte. Koku filminin başlangıç ve bitisinde yer alan idam sahnesi bu meydanda çekilmiş. 
   Olimpiyat oyunlarının yapıldığı Mountjik tepesinde yer alan bu köye Mosue Nacional d'Art de Catalunya dan sağ yönde ilerleyerek ulaşabilirsiniz. En fazla 15 dakika sürecektir.  Yol güzel, mazara güzel. .. 

  İşte böyle bir dünya daha yer var Barselona'da... Biz buraları gezerken 3 günde 50 km yol yürüdük! O yüzden yanınıza rahat ayakkabı alın kesinlikle. Hele hele turla gidiyorsanız mutlaka rahat ayakkabı alın çünkü tur otelleri şehrin min 10 km dışında olduğu için yürüceksiniz!! 

   Müzeleri falan gezdiniz mi, La Ramla da tekli banklarda oturun (waffle yemeyin!), caddeyi yürüyün, arka kısımda kalan gotik mahallesinde dolaşın. Buradaki dükkanları bulun... iki üç sokakta bir karşınıza çıkan meydanlarda dinlenin... 

   Birde Cosmo Cafe diye bir yer var. Buraya da gidin. Burada da havuçlu kek ve chai latte lezzetini deneyin (ikisi aynı anda fazla şekerli oluyor ama). PL. Üniversitat de Barcelona'nın arkasında Enric Granados sokağının başında bulunan bu cafede chailatte hatırladığım kadarıyla 3 euroydu. Tam öğrenci mekanı zaten. Üniversite etrafındaki kafelerin bir çoğu malum öğrencilerle dolu, fiyatları uygun ve lezzetleri güzel. 

Cosmo Cafe

   Lezzet derken yemek lezzetini söylemiyorum, kahve tatlı kısmını söylüyorum ki bunlarda bile alışılmış lezzeti bulmak gerçekten çoook zor... Balık bile yemeyen birisi olarak İspanya bana yemek bakımından işkence oldu!. İtalyan mutfağına sımsıkı sarıldık, makarna, pizza Nestea Limon takıldık. He bu arada Nestea limon demişken burada başka bir icetea çeşidi yok! yok yani, icetea dediğinizde limonlu geliyor. Sormuyorlar bile hangi çeşit olsun diye:) 


  Ayrıca Barcelona'da heryer yemek için donatılmış. Biz ilk gün La Poma diye bir yere gittik. Gayet güzel pizzamızı yedik, limonlu nestea'mizi içtik, iki kişi de 20 euro civarında bir hesap ödedik (Tek sıkıntısı wifi olmaması.). 

   Sonraki akşamlar da yine pizza makarna tercih ettik. Genelde güzeldi. Bir restaurantta yan masadaki turist arkadaşlar ünlü ispanyol yemeği paella'yı sipariş ettiler. Üzerinde de deniz ürünleri... Hatırlamak istemediğim bir koku. Ama dediğim gibi ben balık yemiyorum, arkadaşım da pek balıksever değil. Belki siz seversiniz... 
   Barselona iyi hoş da Madrid'te yemek için yer bulmakta biraz zorlandık açıkçası. ..... istasyonuna çok yakın bir yerde italyan restaurantı bulduk (20:00 den sonra açılıyor) ve en güzel yemeğimizi burada yedik, üzerine tatlı bile yedik. :) 
Madrid'te gezilecek yerler nereler diye bir düşündüm de . . . Gezimizin Madrid ayağı sadece alışveriş ve Arda Turan'dan ibaret :)  Madrid'de turistik çok bir gezinti yapmadık asıl amacımız da zaten Atletico de Madrid maçına gidip Arda Turan'ı ziyaret etmekti ki amacımıza da ulaştık :) Kendisi tanıştığım en güzel insanlardan birisi. Hem kendisi hem de yanındaki iki güzel insan bizleri çok hoş ağırladılar, gerçekten çok mütevazi ve efendi insanlarMIŞ. . . çünkü tanışmadan önce hiç öyle olacaklarını tahmin etmemiştim. Tekrar kendilerine teşekkür ederiz : )
   Madrid'de yapılacak bir diğer şey alışveriş. Bol miktarda alışveriş yapabilirsiniz. Fiyatları burasıyla aynı denebilir ancak tabi 3 5 katlı ZARA mağazalarına girince insanın yüzü gülmüyor değil :)
  Madrid ten Toledo'ya tren ile geçip manzara ve tarihe doyabilirsiniz (he bir de çeliklere) 😄😄... (Biz bu geziyi yapmadık ama tavsiye edenler oldu.)
   Kalabalığı güzel bu şehri biz sevdik . . . 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder